Sunday, February 19, 2012

Writing is all about emotions & creativity...Not language itself. (Gizem Ergün's 'Turkish' composition)

  MÜREKKEBİN SUSKUNLUĞU
  Olmuyor, deniyorum olmuyor. Mürekkebim yeterli gelmiyor Türkiye’de yaşamanın hislerine aracılık etmeye. Bu kaçıncı kâğıttı fırlatıp attığım, anlatamadığımdan utandığım. İnsanın hissettiğini dile getirememesi çok zormuş. Sevgi kâğıda dökülebilir mi mesela? Peki ya bir insan toprağın üzerine kurulmuş olan soyut bir bütünlüğe âşık olabilir mi? Olabilirmiş ya, doğduğum günden beri nefesimizi birlikte paylaşıyoruz biz Türkiye’yle. Attığım her adımda bu topraklar uğruna dökülmüş olan kanlar geziyor damarlarımda. Türkiye’de yaşamak işte bu demek. Yaşadığın her an, her saniye için bu toprakları sana armağan edenlere minnettar olmak demek. Toprağının her karışına sahip çıkıp, O’nu senden almak için uzanan ellere bir tokat da senin atman demek.
  Her sabah doğan güneş Türkiye’yi bir başka aydınlatır. Bunu bilen her insan sabahlara farklı uyanır. Türkiye’de çiçeklerle selamlaşılır mesela. Onlar da severler bulundukları yerleri. Türkiye’nin taşı, toprağı farklıdır. Farklıdır dedim de, o farkı da O’nun üzerinde yaşayanlar yaratır. Aile başkadır Türkiye’de, yeri ayrıdır. Oturduğunda bir deniz kenarına, denizdeki tuzlar arkadaşlık eder mesela sana. Kimi zaman dostun, kimi zaman koştuğun olurlar. Martılar bir başka kapar simitleri,  vapurdan simit atan insanların elinden. Çayı bir başka kokar. Bacaları perilidir mesela. Deniz olmayan yerde dağ, dağ olmayan yerde topraktaki verim olur.
  Adildir Türkiye. Adil olmayı gerektirir burada yaşamak. Bakmayın öyle suskun durduğuna, sel olur yine taşar Türkiye gerektiğinde. Türkiye’de yaşamak öyle bir histir ki, genç bir kız bütün hayallerini O’nun üzerine kuracak kadar sevebilir O’nu. Kurucusunu babası bilip açtığı yolu izleyebilir. Nerelisin dediklerinde Türkiyeliyim diyebilmektir burada yaşamak. Annen gibi, baban gibi, ülkenin canı acıdığında da tahammül edememektir.
  Harekete geçmek var bir de bu tarafta. Hadi deyince kıpırdanıp yola koyulabilmek var. Yola koyulmaya hazır olanlara yol olur Türkiye. Sen O’nun için çabaladıkça, O sen uyurken öpücük kondurur yanaklarına. Anlatılmaz Türkiye, sözcükler yetersiz kalır. Uzaktan uzak görünür yakınlar. Yakından soğuk görünür sıcaklar. Evdir Türkiye, yuvadır, hasret kalınan sudur. İşte bu yüzden Türkiye’de yaşayan herkes uğruna canından olmaya hazırdır. Ata’mızın açtığı yolu korur, kollar Türkiye, biz de rahatça yürüyebilelim diye. Bundandır suskunluğu, bilinir ki bir konuşursa kimse döndüremez geriye.
Gizem Ergün

2 comments:

  1. Thank you teacher.It is your point of view and i am happy to hear your comment.

    ReplyDelete